bana hiçbir güzellik bahşedilmedi gün batımlarından önce
bizzat kendim çıkardım yusufları kuyulardan.
yusuf ki kuyudan doğmuştur,
anne rahimlerinden hariç...
şimdi zamanın durması gereken yerdeyiz
bir fotoğraf karesi veya gözlerinin karşısı, ne fena
bakıyorum da ruhun sana ait değil ya da çalıntı
beni çizmediği...
-artık çekildiğin köşeler sivri değil
dünyada yer edinmek için kırılmana gerek yok
ocakta yakılan sigara daha kederlidir yahut sapanla kuş vurmak
gündoğma...
beklemek sana bir ad verdi
sen o boşluğun içinden doğdun
sabah ellerini güneşe, akşam yüzüne sürerken ettiğin hamd
elbet bir yerlerde mübarektir allah
el...
suyu bulandır
kinini kusan.
dar saksılarda büyür yabanıl çiçeklerin
önünü bir ölüm keser, duraklarsın.
suyu bulanık, rengi mor, külhani mi külhani ikindi...
karışır
ağlaşır gözlerimiz
ve babamı ellerinden vurur maliye
babam terzidir,
siz kusurlarınızı örtün diye
babam kusurlarıyla dikilir
karışır
ağlaşır g...
kırık camlarda yüz tutan aksim, bütün müdür?
ey durmadan koşan atlara inat, çatlak uzuvların
ey akıp giden zamana inat, bozuk saatlerin rabb'i
üstüme zırh...
reçete edilen geceleri yutup, sabahına tükürerek, çiçekleri sulamadan, saksılarda çürüterek,
bir jileti boğazımda her saniye sürüyerek yaşıyorum.
sen nasıl...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok