Bağırdım sokağın başından neredesin.

Yankısı geldi beraberinde is kokusu ile

Çektim ciğerlerime tanıdık geldi.

Bu koku kalbime sinen koku

Tütsülenmiş, kurumuş, olgunlaşmış.

Kalbimde mi hissediyorum, yoksa burnumda mı?

Hangisi gerçek his yine bilmiyorum.

Zaten içmişim 3 duble rakı yanında yoldaşı

1 paket sigara ve 5 parça beyaz peynir.

Sigara gündüz gece en yakınım oldu.

Rakı ise akşamları seni dinleyen oldu.

Peynir desen iyisi lezzet verdi masaya.

Efkar mı oturur, alışmak mı oturur bugün karşıma.

İkiside dost oldular bize gelsin yanımıza.

Birine söveriz, birine dert anlatırız.

İkiside alınmaz sonra yine gelir masaya.

Ama ikiside aynı anda gelirse ne yaparız bilmeyiz.

Aslında efkar geldiğinde o bizi ağlatır.

Alışmak geldiğinde kendimizi güldürürüz.

Sonra dersin 4. dublem var mı?

Almaya giderim dolaptan 2 buzlu ve soğuk

Kapıyı açarım burnuma is kokusu gelir tekrar.

Tütsülenmiş, kurumuş, olgunlaşmış

Kalbim atar bir anda çılgınca heyecanla.

Artık kokunun yanına gelir duygularım.

Görürüm bir anda kör değilim artık.

Duyarım müziği sağır değilim artık.

Dokunurum duygusuz değilim artık.

Tadarım artık, tadı beyaz bulut gibi

Tadı mavi deniz gibi, tadı renksiz dost gibi

Tadı gün ışığı gibi, tadı kızıl sonbahar gibi.

Ne değişik tatlarmış bunlar.

Tadı neşe, tadı güven, tadı paylaşmak

Tadı melodi, tadı heyecan, tadı aşk gibi