Hala buradayım sevgilim. Karanlık bir köşeye çekilmiş, gözlerimi kapatıp sevgi dolu anları tekrar tekrar canlandırırken aklımın bir köşesinde gidişin oynuyor. O anki çaresizliğim, öfkem, hiç kimse bunu yaşasın istemem ama ben yaşadım; sen bana bunu yaşattın lakin yaşadığım hiçbir şeyden pişman değilim, hiçbirine keşke olmasaydı demedim, sen gitmeseydin ben gidemezdim. O küçük şehirden liman olmaya devam eder, sularıma yanaşacak küçük gemiler beklerdim ama öyle olmadı. Senden sonra ben de gittim. Hem kendimden hem şehirden... Gemi olmaya karar verdim. Madem Karadeniz çocuğuydum, mademki sert dalgalara alışkındım, ne diye limanda kalmak istemeliydim ki?


Sevmediğim ama her gördüğüm detayda beni ayrı büyüleyen bu şehre geldim. Ereğli’de kalsaydım asla bulamayacağım bir iş buldum, asla tanımaya fırsatım olmayacak insanlar tanıyıp onlarla sohbet ettim. Yapmak istediğim onca şeyi hep itelerken evvel zamanda, buraya geldiğimden beri istediklerimi yapıyorum. Tek başıma yaşamayı öğrendim sevdiğim; tek yemek yemeyi, tek başına gezmeyi, tek kitap okumayı, tek tiyatroya gitmeyi... Vapura bindim ilk defa, onda da tektim, partilere katıldım; kongrelere, fuarlara... Setlerde bulundum ve hepsine devam ediyorum.


Günde on iki saat uyumayı seven o çocuk büyüdü. Vaktinde çok uyudum, artık uyumaya vaktim yok ve mutluyum. Sevdiğim, yaptığım her şeyde mutluyum; içimi burkan tek şeyse tüm bunların hepsini seninle yapmayı düşündüğümde oluşan o burukluk... Gölgeliyor tüm her şeyi. Bazen bunu neden yaptığımı sorguluyorum. Neden çalışıyorum, neden kendimi eğitiyorum, ne önemi var diye cevabını yine ben veriyorum çünkü değişmek istiyorum, olmak istediğim adam olmama önümde uzun zaman var ve ben o adam olacağım, umarım sen de istediğin kadın olabilirsin. Seni her zaman sevgi ve özlemle anıyorum sevgilim. kendine dikkat et.