Tek bir karakter de iki farklı bir yaşamı görüyoruz bu filmde. Ve aynı zamanda farklı iki karakter. Serap ve Naciye doğu batı nezdinde karakterler olarak bir karışıklığı gösteriyor. Naciye için kadının yaşamındaki rolleri kalıplaşmış, belirlenmiş ve bunun dışına çıkılamaz. Belki de Serap sadece Naciye' nin o belirlenmişlikten, hayatın içindeki konumu yalnız budur demesinden doğan başka bir Naciyedir. Yahut Naciye sadece serap için korktuğu bir hayatın rüyasıdır. Rüya ile gerçek bazen iç içe karışır. Ayırt etmek zor oluyordur, filmde tam olarak böyle bir etki bırakıyor. Ataerkil bir yapının kadın üzerinde kendisinin seçmiş olduğu bir durum söz konusu olmuyor giyiminden tutun da yiyecek ve içeceğe kadar. Ki bunun ekonomik açısından etkisi büyüktür. Aynı zamanda yemek kültürü de. Bazı yiyeceklerin zengin kısmına ait bir yemek kültürü olarak algılanır. Burjuvadan gelen bir eğilimdir bu durum. Statüler önemli oluyor haliyle, Naciye bir banka da çalışandır öbür yandan Serap bir şampuan reklamında o iş sektöründe bulunandır. Aradaki statü farkı nasıl bir yaşamı sergiliyor görebiliyoruz. Serap Naciye olmak istemez, Naciye ise Naciye olmaktan çıkmak ister. Peki neden diye sorguladığımızda serap neden Naciye olmak istemez ya da neden sonrasında kabul etmek zorunda hisseder kendini? Burada kadının baskı altında kalması ve boyun eymesi tıpkı Naciye' nin arkadaşı gibi. Neden olmak istememesi noktasında farkındalık diyebiliriz. Kadının özgür olunması sadece bir evliliğin yürütülmesi değil her şeyin kendi dışında birine bırakması değildir. Serap bir kimlik kargaşası yaşıyor sanki çünkü toplumun baskısı etkili olmuştur bu konuda tıpkı serap' ın o şampuan reklamında aslında mutsuz, zoraki bir şekilde görmemiz bu yönelimi gösteriyor. Yapamazsın denilen şeyi yapmak zorunluğu hissine kapılmış serap. Tiyatro alnında başka bir kadına onun yerinde oynadığı ve bak aslında sen ev hanımı olmalısın.. Aslında toplumda dayatılan düşüncenin tam tersi bir davranış sergiler ve bu davranışlar karakteri oluşturur. Naciye değilim serap' ım demesi ya da Naciye zaten ev hanımıdır gibi söylemler aslında çevresindeki ona atfedilmiştir ve tam tersi bir davranış gerçekleşiyor. Tiyatronun başında söylenen cümleler bir erkeğin kadını öyle görmesi sadece ev işleri çocuklara bakmak ve kocasını memnun etmek aslında kadının evin içindeki onun işine yarayan bir eşya gibi görmesini açıkça da filim başlarında beliritmiştir ki serap'ın o şarkı nakaratı gibi söylediği sözlerden sonra Serap, Naciye oluyor. Ve filmin sonunda da serap ve Naciye' yi en azından bulunduğu konuma göre anlayabiliriz ayırt etmekten ziyade.
Aaahh Belinda (1986), Atıf Yılmaz
Yayınlandı