"Uzun zaman önce defterimde kuruttuğum bugüne uygun olabileceğini düşündüğüm birkaç satır benden bütün ABLALARA"
Epey şiir yazdı abiler hatta seslenildi bile onlara
Çokça sevda üzerine yazdılar aşka aşık şairler
Bir kez olsun dizmek isterdim dizelerimi
Kendimden çıkıp, hayattan çıkıp sevda dolu sözcüklerle
Hatta seslenmek isterdim ablalara
Yüreği pır pır atabilen genç kızlara
Onlardan biri olabilmeyi dilerdim, çilesine rağmen hissedebilmeyi sevgiyi kemiklerime kadar
Henüz masumken mesela bir filmin içinde yürürdüm kaldırımlarda,fonda dinmeyen neşeli şarkılarla
İçinde bolca hayallerin, umutların ve aşkın olduğu
Nasıl yazıyor şairler bu şairane sözleri aşka
Buz dağının görünmeyen yüzünü bile görmüşlerde , perdenin ardındaki ablalara ulaşamamışlar hâlâ
Onlar ki emektar ellerinden alınmış hayatları
Hayaller kurmayı unutturmuşlar mesela
Tuğlalar örülmüş içlerinde baştan aşağıya
Göklerinde sadece yağmur bulutları
Evlerinin önü çamur
Perdeleri açılmazmış asla
Ablaların söyleyecek çok şeyi vardır elbet
Düğüm olmasa boğazları
Tecrübeyle sabit hayatları
Aşkı da bilirler acıyı da
Çok sevmişler zamanında hatta kalpleri yerinden çıkmış,yerini yitirmiş sonunda
Kabuğundan yeni çıkmış yavru kuş gibi , ince dallarında yeni açmış portakal çiçekleri gibi narinmiş kalpleri şimdi
Bakarsan büyür öter, meyve verir bakmazsan ölür, solar gider zamanla
Ah o perdenin ardını görebilen olsaydı bir kez, derin bir ohh çekerdim ablalar adına
Öfkeleri içimde dağ oldu zira, kara yılanlarıyla
Ablaların yükünü hiçbir tartı ölçemez
Omuzlarında, ellerinde, kollarında, kafalarının üstünde, kafalarının içinde
Kireç tutmuş duyguları
Saçları kederle taranmış, boyanmış, örülmüş, kesilmiş, eşarplar bağlanmış ablalar
Küllükleri yaşanmışlıklarla yakılmış, söndürülmüş izmaritleriyle dolu
Papuçları hiç eskiyememiş, hırkaları senelerdir vestiyerde asılı duruyor hâlâ
Birbirinden farklı görünse de nakışları aynıdır aslında altındaki kumaşa bakışları
Ağızlarında acı bir tat olur sıkça
Fırıncı ekmeği acı çıkarmaz bilirim
Onlar bir ekmeği bölüşememiş ablalarla
Onların üstü kara kara un lekeleri çırpmakla geçmez
Üstlerini gören emekten sanır bilmezler ki hak yemekten, hakka girmektendir zira
Perdeyi aralasalar görürler ablaları zincirle bağlı değiller, ruhlarından zincirlenmişler oraya
Hiçbiri çekip gitmez bu sebeple kalmak yükü ağır gelse de dertsiz ovalara
Hiçbir şeyi atmayı sevmezler hele de anıları varsa
Sevdiklerinden aldıkları çiçekleri kurutup saklarlar bilhassa
Bazıları acının zaman dilimi olarak kullanır çiçekleri
Kuruyuncaya dek unutmayı yeğlerler ne varsa
Şimdi bir şiir kurutuyorum defterimin arasına ablalar adına
Bilsinler ki denksizler ama yalnız değiller dünyada
Ve çiçeklerinin zamanı dolsa da unutulmasınlar akıllarda
İnci
2024-03-10T12:23:45+03:00Teşekkür ederim ☺️
Mehmet Ümit Kılınç
2024-03-10T04:19:30+03:00Kalemimize sağlık.
İnci
2024-03-08T19:12:11+03:00Teşekkür ederim Zeynep 💗
Zeynep Karamut
2024-03-08T14:26:33+03:00Böyle güzel şiir ve yazılar defterlerde kurutulmamalı 💜
İnci
2024-03-08T00:24:43+03:00Teşekkür ederim ☺️🙏🏻