Yattığında ve uyandığında hiçbir şekilde güneşi görmüyorsan ciddi problemlerin var demektir anlamına gelebilirken güneşten rahatsız olduğunu düşüncesi. Sen onu kaçırıyorsun sansınlar, oysaki gölgesine bile tahammülün yoktan var edemeyen karıncalar. Tan vaktinden beri nefretin yücedir olup bitene. Nefesin yetmez isyan eden haykırışına. Kafanın içinde at koşturur düşünceler ve kimse bilmez... Aylardan Kasım soğuk ve ıslak bir zemine 2,5 metre derine bir çukur. Sağında solunda aynı çukurda yatan faniler. Hepsi bir zamanlar öyle ya da böyle yaşanmışlıklarla dolu gezegende yaşamaya çalışmış gibi. Haykırışları, feryatları diğerleri tarafından anlaşılırken bizler birer birer üstlerini çiğneyişimiz. Bin bir beden aynı yerin altında, sonrası toprak. Şikayet yok, sonrası toprak. İstek yok, sonrası toprak. Herkesin kafasında aynı sorun bile yok ama ölüm diye bir gerçek fikrinde herkes hemfikir. Ölen için ağlarken sıranın kendisine geleceğini unutmuş gibi. Toprakla bütün olup geri kalan parçaların canlılara yeni bir lunapark oluşu. Ne soğuktan şikayet ne de sıcaktan. Birisine geç kalmışlık hissiyatı. Eski benliğinden eser kalmayışı. Karanlığın içinde düşüncelerin bile umut olamayışı. Kasvetli bir akşam sonrası, yaşamı yok sayışı. Bir kere güzelliği görüşü ve bir daha asla çirkini görmeyişi...