Kollarınla beni sarmanı istiyorum,sarmıyorsun.Sana sarılırsam gönlümdeki yara iyileşecek sanıyorum. Ne sen sarılıyorsun, ne yara iyileşiyor. Hayatımda olduğun zamanları düşünüyorum, sana kavuşmanın hayalini kurduğum zamanları düşünüyorum. Düşünüyorum ama tek bir güzel anı bulamıyorum. Senle birlikteyken tek kişilik bir ilişki yaşıyordum, vardın ama yoktun.Vardın ama sevmiyordun.O günlere baktığımda yüreğimde derin bir sızı hissediyorum.Neler yaşatmışım kendime, neleri sineye çekmişim. Şu an ise hâlâ özlüyorum, ama özlediğim sen değilsin. Ellerini ellerimde hissetmedim, gözlerini gözlerimde görmedim. Bilmediğim bir şeyi nasıl özleyebilirim? Kolların beni hiç sarmadı,nasıl sana sarılmayı özleyebilirim?



Kolların beni hiç sarmadı ve ben başkalarına sarılamıyorum.Yanağımda hiç buseni hissetmedim ve ben o yanağı başkasının öpmesine izin vermiyorum.Senin yokluğuna bile sadığım.


Varlığın beni hasta ediyordu, iyileşmek için yokluğunu tercih ettim.Bu tercihim hastalığımı iyileştirmedi,hastalığımla yaşamayı öğretti.İçim kan ağlarken gülebilmeyi,dolu gözlerimi gizlemeyi,yaram kanarken yaramı sarıp hayata devam etmeyi öğretti.Kronik hastalıklarla yaşayan kişiler gibiyim.Yaşamak zor,iyileşmek imkânsız,ölmek için de vakte ihtiyacım var. Bazen acımı sırtıma alıp hayata karışıyorum,bazense acımı yanıma alıp hayata devam ediyorum.Hayata karışmak ve hayata devam etmek,birbirinden ayrı iki kavram...

"Artık bana bakma,koynuma da girme

Uzak ol,mazi ol

Gönlümden vazgeç,kalbimi bırak

Bakma,dönme

Bırak beni böyle."