bir mezar taşından damlayan,
tozla karışmış bir damla gözyaşı.
yas değil bu—
donmuş bir yankı,
boğuk bir ağıt.
dul kalmış bir kadın.
Dizleri toprağa mıh,
Parmaklarının arasında
çürümüş çiçekler.
Hiçbir yere gitmeyen—
diziliyor.
diziliyor.
orada,
köşede bir silüet:
Bir kahkaha.
(keskin,
acıtan
bir ok gibi)
EROS’un ayak sesleri:
Bırak acıyı,
Yokluğu sev.
Kadın başını kaldırıyor,
elleri titrek.
Anıt taşını bir an olsa
• UNUTABİLİR Mİ?
Bu başka bir oyun mu?
Kocasının göğsünde
biten çiçekte bakışları
karısının.
Unutmabeni mavisinde—
Rüzgâra devrik
ve toprağın altında:
yeni bir kök.
Nereye ait?