İçtim huzursuzluğu,
Hasret rüzgarını ciğerlerime kadar çektim
İçime işlenmiş bu kasvetin
Adı sevmek
Soğuk banklarda oturup
Kaç defa onu bekledim
Saçımı ağartan bu bekleyişin
Adı sevmek... Sevdim
Günleri, ayları yanında geçirip
Bir defa saçında elimi gezdiremedim
Aklımı darmaduman eden bu belirsizliğin
Adı sevmek... Sevdim... Çok sevdim
Bir eylül akşamı sene-i devriyesinde
İmkansızlığın verdiği acı ile
Gözümden süzülen yaşların
Tadı sevmek
Bir resmin karşısında
Hayaline gülümserken buluyorum kendimi
Ruhumdaki dinmeyen yalnızlığın
Tadı sevmek... Sevdim
Yerinden koparılmış taze gülün
Toprağa hasret kokusuna kandım
Dalına düşmüş bir damla kanın
Tadı sevmek... Sevdim... Çok sevdim