Sevgilim sana İsa’dan ve Musa’dan
bahsetmek istiyorum.
Ay’ın, Dünya’nın etrafında kaç kere döndüğünden,
Sivrisineğin tam kırk yedi dişi olduğundan
ve
Gök kubenin altında konuşulan her dilden.
Saçlarının önüne düşüşünü nasıl sevdiğimden,
bahsetmek istiyorum sana.
Sabahları evde çıplak ayak yürümeyi,
sen uyanmadan masada çayı hazır etmeyi
ve
Tüm bunları yapmayı, en içten.
Sana kışın da bir mevsim olduğundan
bahsetmek istiyorum.
İzmir’ e de bu sene kar yağdığından,
Sokaktaki aç çocukların birbirini nasıl bıçakladığından
ve
En bitmez denilen yolların yürünerek azaldığından.
Gel seninle gönlümüzdeki putları yıkalım,
Yeni bir lisanda konuşalım,
Sağ eli sol memenin üzerinde uyutalım.
Onlar bilmez.
Onlar kör ve sağır.
Onların ruhu satılmış,
Onlar sevdaya düşman
Ama sen bilirsin ki
İstanbul dediğin yedi tepe, birkaç sokak ve
Ders kitaplarındaki çizimden ibaret değildir Kızılırmak.
Sana bozkırında bir bitki örtüsü oluşundan
bahsetmek istiyorum.
Sevgilim, herkes farkında ki bir Anadolu var.
Öyle yabancı öyle mahzun hissetme kendini
Elbette türkülerin coğrafyamızda yeri var.
İyisi mi gel seninle içimizde şeytanları taşlayalım
Toplumcu gerçekci olmaya gerek yok,
Mevzuya kişisel yaklaşalım.
Gayet aklı başında sevelim birbirimizi,
Dört mevsimde kalmasın.
Yeni bir dünyada avaz avaz bağıralım.
Sana sevdanın olasılığından,
Aşkın psikolojik kutsallığından
ve
Gün batımı gibi yakan vedalardan
bahsetmek istiyorum.
Üzülme sevgilim.
Sakın kederlenme.
Sadece senin değil,
Bu hayatta herkesin gönlünü en az bir kere kırdılar.
Bahçesinde çardağı olan müstakil ev mutluluğunda.
Şu beyaz çarşaf örtüsü mahremi üstüne bin tövbe edelim.
Gel seninle işleri yoluna koyalım.
Kendimizi toprağa emanet edelim.
Hatta sen koynumda yaşlan,
Çoğal saçlarımın uçlarında.
Bizden üresin her vicdanı hür evlat, özgürlük uğruna gerekirse tutsak.
Gönlümüzün kapılarına büyük harflerle yazalım
‘Yaşamak, ille de yaşamak.”
Bak bu şiir bir başkaldırıdır!
Bir nevi dövüşmek yumruk yumruğa.
Tut elimi,
Tut ki varoluşumuz manasını bulsun.
Bu dağlar, bu ovalar, bak bu tek valize sığan telaşlar…
Bunlar sevdanın olası can yakan kıvrımları,
Ama en iyi sen ve ben biliriz.
Bir insanın nasıl özlediğini yuvasını.
l Nazlı Başaran