Gözlerini açtı
Baş başaydı gölgesiyle
Zifiriye boyanmış bir oda
Bilmediği dilde çalan anlamsız bir şarkı
Aşina olduğu bir çınlama
Bir ziyarete hazırlanıyor gibi
Telaşlı düşünceleri
Uzaklaşacak bendinden
Arınacak kabuğundan
Eğer izin verirse elleri
Çıkaracak yüzünden
Kabuk tutmuş hüznün maskesini
Yükü ağır, yükü yaşamak
Belki de bu yüzden
Kamburlaşmış ruhu
Saklamak için giymiş
Bu onurlu kaburgayı
Kısa süreli bi sessizlik...
Gölgesini aldı karşısına
Eğretiydi zaten
Çok hırpalayamazdı
“Hazır ol” dedi,
“Hazır ol ulan!”
“Semerlerimizi çıkaracağız.”
Hıçkırdı
Usulca dokundu
Anladı, biraz da ağladı.
İhtiyacı vardı buna
Firar etmeliydi
Önce bu korkuları bırakmalıydı ardında
Viraneyi arkasına aldı
Ufukta bir zerh noktası belirledi
Çıkardı korku dolu atkısını
Son hazırlıklar tamam gibiydi
Son kez baktı geceye
“Bu kadar karanlık olmayı nasıl başardın?”
Sırtladı gölgesini
Başı dikti
Kendinden emindi ilk kez
Tebessümü bunu kanıtlıyordu
Yol uzundu, yükü ağır
Yükü mücadele etmekti
Yükü ilk adımı atmaktı...