En nihayetinde elimizde anılar kalır. Tekrar yaşayamayacak olmanın verdiği hüzün ve yaşamış olmanın verdiği mutluluk...
Eskiye duyulan özlem çok daha zordur. Çünkü artık varolmayan, varolamayacak bir şeydir sizi kederlendiren. Dokunamadığınız, göremediğiniz, hissedemediğiniz şeylerdir. Sadece, gece herkes uyuduktan ve düşünceleriniz sizi baştan aşağı sardıktan sonra ortaya çıkan şeyler.
Aftersun böyle bir film işte. Hayatı yaşanmaya değer kılan çok az şeyden birkaçını gösterir bize. Melankolik bir babanın çaresizliği, bunu hisseden ama ona hissettirmemeye çalışan sıcak kızı. Birbirlerine dair bilmedikleri şeyleri öğrenecekleri bir tatile giderler. Yetişkin Sophie fotoğraf ve videolarla yaptıkları tatili hatırlar ve küçük Sophie ile yüzleşir. Film akıcılıktan çok anıların kronolojik olarak hatırlanması şeklinde gösterilir. Yetişkin Sophie'nin de babası gibi umutsuz, çaresiz ve melankolik bi kişiliğe büründüğünü görürüz.
"Neden biraz daha kalmıyoruz?"
Yaşadığımız tüm zorluklar arasında gerçekleşen güzel anların içinde kalmak isteriz bazen. Ama zamanı tutamayız, akıp gider. Sonunda acılar, hayal kırıklıkları ve gözyaşlarıyla dolu olan hayatlarımıza geri dönmek zorundayız. Hayatı yaşamaya değer kılan şeyler de bu içinde kalmak istediğimiz anlar, sonrasında hatırlayacağımız anlar...
Bir geçmişi hatırlama filmi.
AFTERSUN (dir. Charlotte Wells)