Bir seyir koydu masaya

Sevimsiz suratı masanın ucunda

Sökük ahşabı oyuyor gözleri

Yerleşemiyor zamana

Yetişemez adımları

Çıkıp gitse şimdi şuradan

Kim bilecek bu şehri terk ettiğini


Yüzü sokakta

Gelen adım sesleri

Topuklu mu, cırcırlı mı

Hangisi beklediği

Ahını saçıyor göğe


Yarabbi

Hangisi senin ayakkabın

Tozlarınla evimi yağmalama.