Biri vardı, saz alsa eline kan akardı, damla damla... Çalardı, sesi de öyle pek bir matah değildi. Canı yanınca alırdı, belli ki derdini anlatamazdı kimseye, dert ortağıydı. Bir gün çok acıyordu canı, anlıyordum, dayanamıyordu, söyledi çok... Çok uzaktı, kokusu yoktu bende, sesi titriyordu, canı yanıyordu, üzülüyordu ona. Acısını dindiremezdim, yapamazdım, belki yapabilirdim, yapmadım. İstedim ki bana aksın o kan, ne kötü! Zaman geçti çok, çok, çok... Aylar var, uzak var çok. İyileşti yarası gördüm. Sazını almıyordu eline, sesi vardı artık tok tok. Varlığını korumuştu düzende. Ne mutluydu o da unutmuştu, kendineydi iyileşmeleri. İsterdim ki bir gün daha duyayım çaldığı sazı. Olmadı, olamadı. Benim yaram derinleştikçe anladım ki o çoktan kabuk bağladı.