Öncelikle, ahlakı temellendirmek istiyorsak tek açık kapı "kendine yapılmasını istemiyorsan başkasına yapma" düsturudur. Ahlakın eyleme geçirebilecek diğer motivasyonları, kişiden kişiye ve durumdan duruma değişebileceği için olası en yakın temellendirmeyi bize sunmaz. Bu ne demek? Yani; bölgeden bölgeye değişen kültürel yapı ve kişiden kişiye değişen çevredekilere (her şeye) olan sevgi miktarı ahlakın temellendirilmesindeki en büyük engeldir. Bunlardan sıyrılmak için temele, insana bakmamız lazım. Şunu aklımızdan çıkartmayalım: "kendine yapılmasını istemiyorsan başkasına yapma".

Ahlakı temellendirmeye çalışan herkesin karşısına "bir çılgın" argümanı (bu adı ben koydum) çıkar. Kant'ın "Kategorik İmperatif"i genellikle şu örnekle çürütülür: Ödev -görev demek daha doğrudur- ahlakına göre, doğruyu söylemek ahlaklıysa, bu her durumda geçerlidir -evrenselleştirilmiştir-. Elinde bıçak olan, çıldırmış bir adam, size arkadaşınızın yerini soruyorsa, ona doğruyu söylemelisiniz. Bravo! Siz ahlaklı bir budala oldunuz! Başka bir örnek ise, bir arkadaşınızdan bir bıçak ödünç aldınız. Arkadaşınız bıçağı sizden geri istediğinde ona bıçağını vermek ahlaklı bir harekettir fakat arkadaşınız çıldırmışsa ona vermemelisiniz. Burada doğru ve yanlışın göreceli olduğu savunulur -Thomas Nagel'in "Her Şey Ne Anlama Geliyor?" kitabından-. Şimdi, buradaki insanlar, en başta konuştuğumuz ahlaki düstura uysaydı zaten bu tip durumlar asla başımıza gelmeyecekti.

Burada da yeni bir sorun karşımıza çıkıyor: Bir deliye ahlaklı davranmak anlamlı mıdır? Bizim ulaştığımız sonuca göre anlamlı değildir, çünkü onlar bizim düsturumuza uymazlar -uyamazlar-. En başta belirttiğimiz düstur öylesine güçlüdür ki çoğu dinin de temel ahlak anlayışı bu çevrede gelişir. Konu buradan "din gerekli midir?" veya "dinsizler ahlaklı olabilir mi?" gibi sorulara kapı açıyor, ona da siz kafa yorun.

Sonuca bağlarsak... Ulaştığımız sonuç nihai bir cevap vermekte zorlanır. Fakat tüm insanların en yakın ortak noktası olabilecek, bilimin de bize kanıtladığı ayna nöronlar ya da empati (merhamet erdemi), ahlakın en kaba temeli kabul edilebilir.


"Ahlakı temellendirmenin güçlüğü, insan davranışının sadece bir tane değil, birçok motivasyonu olmasından gelir."

Her Şey Ne Anlama Geliyor? - Thomas Nagel, 72. sf.


Görsel: Ethics Cliparts #98250