Koşarken sana tabanı delik ayakkabılarımla

Ensemden içeri girerdi buz gibi ter.

Ama merak etme hasta etmezdi,

sarılınca sana kırk çeşit çiçek kokusu gelirdi burnuma.

Şifa diye dağ bayırdan toplananlardan


Sonra sen gittin, yeni ayakkabılar aldım kendime, bir de yemin ettim terlememeye.


Ellerimi cebime koyup, koşmadan, ağır ağır ‘'ahmak ıslatanlarda'’ yürüdüm.


İçerimde ‘'zaten’' ile başlayan cümleler ‘'keşke’' ile başlayan cümlelerle kanlı bıçaklı, sonradan öğrendiğim şu gerçek yatıştırıyor bizimkileri;


Ben seni kanadı kırık bilirdim ama sen uçmamayı seçmişsin.