dörde bölmeliyiz mevsimleri seninle
her anında yaşamın, bin kere daha
ilk ben keşfetmeliyim tazecik çiçekleri
ölümü öldüren, gül karası saçlarında.
ve nasıl batıyorsa ışığını kaybedince gün
nasıl ki kapıyı çalıyorsa akşam çökünce hüzün
öyle uğramalıyım, sırtımda yüklerim
ve akşam kızıllığı avuçlarımda.
sahi, kaçar kaçar değişir mevsimler orada
kim koyar adını sonbaharda yalnızlığın,
hangi eldir
rahat bırakmayan yorgun yaprağı dalında?
beni sev ki unutayım çirkinliğini dünyanın
yalnız iyilerin uğradığını cennete
zannedeyim, mesuttur her çocuk
ve isyan etmemekte kaderine.
utancındayken çöküp de bir kula yalvarmanın
affettireyim kendimi günahlarımın masum keçisine.
neden sonra eski sayfalarında gezinirken yalnızlığımın
kahredeyim miladımın bu denli geciktiğine.
takıldığın taş mıdır, aş mıdır arayıp da bulamadığın
diyeyim, ey sevgili,
sebepsiz midir bunca zaman yurduma uğramayışın?
beni sev
beni sev ki
bir araya getireyim iki yakasını
bu gamsız, kimsesiz hayatın.
zerda
2021-11-26T17:50:42+03:00tesekkur ederim🌼🌼
Oğuzhan İŞCAN
2021-11-26T17:44:31+03:00Güzel bir düzyazı olmuş, tebrikler.
zerda
2021-11-26T17:17:46+03:00cok tesekkur ederim aybuke🌼💘