Dünya dedikleri bir gölgelik derler
Sığındım yamacına
Gölgesinde yandı tüm bedenim
Güneşi benden uzak olsun
İnsan bindiği dalı kesmez derler
Sen içinde olduğun kalbi nasıl kırdın
İnsan diktiği ağacı sökmez derler
Yüreğimdeki onca ilmeği nasıl söktün
Nasıllar niçinler çığ oldu ellerimde
Nereye fırlatsam bu soru işaretlerini yine beni altına aldı amansız çığ
Soğuğun sıcağını tattım yine de ölmedim
Şanslıydım ki, senin kalbinden tecrübeliydim
Gül eğlen acıklı konuşma derler
Gülüşleri zımparalasak acıdan başkasına rastlamayacakken
Acı zamanla geçer bekle derler
Zaman bile bekleyemedi bıraktı geçti, ben yine acıyla baş başayım
Acısa da öldürmez derler
Kalbimde acıyla girdiğim yatağı tabut eyledin sen bana
Bir eksiğim topraktı
Bir fazlam ise nefes
Şimdi kalktım ayaktayım
Göğüs kafesimde çelikten bir zırhla
Dudağımda alaycı bir gülümseme
Kulak çınlatan kahkahalarımla
İhanetler dostluklar aşıklar
Hepsi geçermiş
Hayat bir bıçağı biler gibi
İnsanı da ustaca bilermiş
Pencerede birileri dönsün diye bekleyen gözler
O döndüğünde tüm perdeleri kapatırmış
Olabilirmiş insan beklerken yok olabilirmiş
Çığların altında kala kala
Hayat tarafından bilene bilene
Her gün tabuta gire gire
Kanatları kırıla kırıla
Alaycı bir kuş olabilirmiş