Ali.


Bir kibrit çakmıştı karanlığıma. Dünyanın dondurucu soğuk olduğu bir zamanda kalbime almıştım onu. Gözleri buzumu eritmeye başladığında çok savunmasızdım. Nereden bilebilirdim onu böyle seveceğimi? Attığı her adımda göğsüme bir darbe indiriyordu ve hiç farkında değildi güzelliğinin. Derdi güzel olmak değildi zaten ama gözümün gördüğü en güzel şeydi.


Ali.


Al yanaklı sevda büyüsü. Bunca acımasızlığın ortasına diktiğim beyaz orkide. Saçlarından mısralar dökülen güzüm. Hayata dair ne varsa hatırlanacak hepsine sahipti. O kadar güzel şeylere sahipti ki onun sahip olduğu her şeyi istiyordum.


Gülümsedim. Gülümsedi.


Dudaklarının kıyısından dökülen gül yapraklarını seyre daldım. Gözlerindeki ışığa bakakaldım. Birinin gözlerindeki ışığı canlı tutabiliyorsanız, yaptığınız her hamlede o ışığı söndürüp söndürmeyeceğinize dikkat etmeniz gerekirdi. Birinin ışığını çalarsanız eğer, kalan hayatınızda karanlıkta hissederdiniz.


Ali.


Menevişli bir yaz ortasında buğulu bakan ilkbahar çocuğu. Yanlışların doğrulara katıldığı evrenim. Bir tacı eksikti başında. Bir de ellerimde elleri...