Bir fotoğraf karesinin içine hapsolmuşum gibi hissediyorum şu son günlerde. Elimde yaklaşık iki sene önce gidilen tatilden bir fotoğraf, yanı başımda her tatil yerinden almaya özen gösterdiğim varsa yöresel bir kıyafet yoksa o şehrin en sık görülen ve artık ezbere bilinen yerlerinin magnetleri. Hemen kafamı kaldırınca televizyondan yeni güncel vaka sayıları haberleri. An’ı düşünüyorum şimdi tam da şu an. Neresindeyiz bu fotoğrafın? Yol’un neresindeyiz? Varmak istediğimiz nihai bir hedef var da biz oraya mı yürüyoruz? Nedir varsa o kutsadığımız hedef? Yoksa eğer öyle bir kutsal biz her gün uyuyarak ve uyanarak, tekrar uyuyarak ve tekrar uyanarak, acıkarak ve susayarak, bir şeyleri arayarak ve bularak, kaybolarak ve hapsolarak ve iç geçirerek derinden ve ağlayarak ve gülerek ve ihanet ederek, severek ve nefret ederek, yazarak ve okuyarak, görmeden ve bilmeden bazı şeyleri ne yapıyoruz? Yoksa eğer öyle bir kutsal biz bu Yol’da, biz bu An’da ne yapıyoruz? Hiç düşündük mü? Düşünme, düşünmek çok tehlikeli!
An’ı ve Yol’u Düşünmek
Yayınlandı