[D] Satacağı bir şeye ya da yapacağı bir hizmete, değerinin çok üstünde para istemek.
Evet, satılacak "eşya" ya da edilecek "hizmet": "ana" oluyor burada;
Ücreti, bedeli, karşılığı da "nikâh."
Seks için, sevişmek için.
Sabahları temiz çoraplar giyebilmek için.
İşten eve gelince yemek kokularıyla karşılaşmak için.
Kirletip kirletip, temizlemesine karışmamak için.
İtmek için, kakmak için.
Canı sıkılınca elinin tersiyle çarpmak için.
İçine boşalıp çocuk yapmak için.
Doğunca da çocuğu başına atmak için.
Yeter mi?
Kötü gün parası gibi köşede saklamak için,
Güzel günleri de başkalarıyla paylaşmak için.
Parmağının ucunda oynatmak için,
Hep bir vermek ama beş almak için.
Nikâh.
Ha, şimdi çağdaş erkekler de var.
Biz bütün bunları yapmaya devam edelim ama nikâh olmasın, diyorlar. Gerici bir gelenek ya, ondan.
"Feminist erkekler" bunlar.
Rüyalarında gördükleri canavarları bilinçaltlarında değil, kelimelerde arıyorlar.
Ne istediğini hiç sormadan kendi kendilerine bilip, sonra da seni aksine ikna etmeye çalışıyorlar.
Üstün varlıklar çünkü ya, ondan.
Bir şeyi işaret ediyorsun, parmağına bakıyorlar.
Renk teorisinden söz etsen, gelinlik iması sanıp kaçıyorlar..
Aslında çok hoşuma gitmeye başladı bunu gözlemlemek, yalan yok.
Çantamda bir duvak taşıyıp, kendimi tehlikede hissettiğim anlarda takmayı planlıyorum.
Katilimi nikâhla tehdit edersem belki korkup kaçar, ben de ölmekten kurtulurum.