Eski bir kitabın sayfaları arasından bir anda düşen kuru bir çiçek gibi sokağın ortasında bana seslenen sesin. Yılların tozlu perdeleri aralanır gibi aklıma üşüşen anılar. Sanki yıllardır hiç görmemişim gibi seni. Demek ki bazı zamanlar insan anılarıyla sarmalanıyor. İnsan, o günler içinmiş aşk, diyor. Yaş ile birlikte başkalaşım geçirirken ortalıktan çekilen.
Yaşantıların kabullenişi, hata diye düşünülenlerin hata olmadığını anlama ya da hataları affetme ile gelen farkındalık bugün, yıllar sonra dostluğun sürmesini sağlıyor. Çocuklar ne yapıyor, annen nasıl, eşin nasıl, iyi gördüm seni gibi gündelik konuşmalar tamamlanmamış işlerin arasına normelleştirme için sıkıştırılmıyor da kendi olağan akışında dökülüveriyor dile. İşte bu yüzden insan kendisi için affetmeli kendisini, karşısındakini. İlişkilerin olağan akışında devam edebilmesi için.