Güneş kaybolduktan sonraki
Işıklardan arınmış masmavi havanın
-Bir annenin çocuğunu sardığı gibi
Saran tüm gölgelerin deliklerini-
Var olan ve olmayanı kavrama hali
O birkaç dakikanın koku ve hissi
Kalbimde seni ilk duyumsadığım anı
İlk günümüzmüş gibi doldurur içime
Bunları şu ana kadar söylemedim de kimseye
Bu denli büyük görünen
Tüm dünyaya ait olan şey
Geldi de bize nasıl dokundu
Düşünmelerimin battığı göz kapaklarım şahit
Bulamadım onun kilidini
Ama sen istersen döv
Ve gönlünce azarla beni
Göğsünün sıcaklığına koşup hayat bulmam için
Bir bahane olur ve durur orada
Her zaman böyleydi
Biraz utansam
Ve baksam gözlerindeki ışıltının aynalarından sana
Seni sevdiğimi söyleyemem biliyorsun ama
Sarılsam ve unutsam kalan her şeyi
Yine affeder misin beni?
Gün ağardığında
Bir ateşböceği daha ölecek
Herkes bunun günahını
Bende görecek
Ciğerlerime dolacak toza
Beynimi un ufak edecek taşlara razıyım
Yeter ki sen onlardan olma
Bana bir mum yak
Ayak seslerimi say
Oku dudaklarımı ve anla
Ruhlarının kulaklarını
Kendi ellerimle kesip bir bir
Sana geleceğim
Usulca açılan omuzlarını örtecek
Saçlarının kokusunun sarhoşluğuyla
Nefesinin tadını hissedeceğim
Saatleri ört
Horozları uyut
Bekle beni
Korkularını sırtıma kazıyacak
Yaptıklarının bedellerini kendi kanımla ödeyeceğim
Bu bedeni terk etmeden bir kez teninin izine karışabileceksem
Lanetlerin en büyüğüyle yıkanacak
Günahların tüm yasaklarıyla besleneceğim
Sen kaybolma
Kaçma ve bizden korkma
Her şeyimi dizerim yoluna
Tüm benliğimle serilirim ayaklarının altına
Sevinç gözyaşlarıyla
Ne olursun
Bu gece bekle beni
Karanlıklara karış
Kimse görmesin bizi.