Yüzyıllar öncesinden bugüne dek bitmemiş bir konu, kendini aramak. Aslına bakılırsa benim için tamamen bulmanın varlığı henüz şüpheli. Belki bulmadan yok oluyoruz, belki bulup yarısında... ve hatta belki de bulmak varlığın son noktasıdır. Belki farklı şeyleri bulmakla, bulmaklar zinciriyle bütüne ulaşıyoruzdur, bütünümüze. İçimize sığdıramadığımız ve çekirdeğimizi çatlatarak kendini dışarı atan ilk sürgünler bizi toprağımıza bağlayan köklerimiz oluyor. Köklerim toprağa tutundukça fidem boy verip büyüyebiliyor. Sonra dalında çiçeğim rengine bürünüyor. Bu noktada Nietzsche’nin söylediği beliriyor zihnimde: “İnsanlar ağaca benzer. Ne kadar yükseğe ve aydınlığa çıkmak isterse o kadar kök salar yere, aşağılara, karanlığa, derinlere.” Tohumumda neyi saklarsam çiçeğim öyle açacak, buna inanıyorum. Bulmaklarla ne açılan bir hesaba sahibim ne de kapanan. Ancak aramaklar, yolda olmaklar hayatıma anlam veren mühim şeyler.


📸: Çok sevdiğim çiçeğimin çok sevdiğim bir görüntüsü🌻


[Temmuz, 2020]