Çok uzun zamandır buralarda değilim sanki. Ruhum yok, bulamıyorum. Kayıp. Bir yerlerde gezinip yaşam sürmekte. İhtiyacım var oysaki; benim de yaşam sürebilmem için ona ihtiyacım var. Bense et parçasından ibaretim yalnızca.


Aitlik hissi yok; ne bulduğum bir insana ne bastığım her toprağa... Bir yerlere, bir şeylere, birtakım insanlara uzun süre adapte olmaya çalışınca birden dank eden, aslında ne bir yere ne de tek bir insana ait olamamayışın ve bir yerlere tutunabilmek için direttiğin onca güç ve zaman kaybıyla omuzlarına binen yükle birlikte çöküyorsun bulunduğun yere.


Önceleri seni yaratanla başlıyor hesaplaşmaların. Neden, deyip duruyorsun; beni neden böyle yarattın? Bu kadar vicdanlı yaratmamış olsaydın; ötekiler gibi daha gamsız, kedersiz, daha huzurlu, daha... Ya da ne bileyim işte... Korkakça bir hesaplaşma bu. Bir cesaretle Tanrı'yı sorguya çekmelerin sessizleşiyor birden. Alım-verim meselesi. Kimden neyin hesabını soruyorsun? Kaçıp uzaklaşıyorsun.


İşin kötü tarafı kendine sarmaya başlıyorsun. Tanrı'yla cesurca yapamadığın hesaplaşmada en basitinden kendine kalıyorsun. Onun canını yakmak en basiti ne de olsa. Hesap, kitap yok. Her bir olaydan kendini sorumlu tutmaya kalkıyorsun. Bazen o kadar kızıyorsun, acımasızca hırpalıyorsun ki kendini bu yıpratmalar başka bir şeye dönüşüyor zamanla. Kişinin kendi kurbanı olması gibi... "Ne haddine!" diyorsun onlar bu kadar acımasız olabiliyorken... Senin ne haddine her şeye merhamet edebilmen.


Belki nefret iyi bir şeydir, bilemiyorum. Canını acıtan, düşünülmeden tek bir sözüyle sana saatlerce boşluğu izlettirmeye mecbur kılan insanlara bile öfken saniyelerini almıyor... Sen nefret edemiyorsun. Ve evet, belki de bu en kötü yanındır, belki içinde bir yerlerde biraz nefret biriktirebilseydin... Böylesi biraz fazla değil mi?


Bunca iç hesaplaşmaların, nefes darlıklarının ve artık istesen de dökemediğin gözyaşlarının ardından dönüp "ne farkın kalırdı" diyorsun. Eğer sen de onlara benzemiş olsaydın seni bugünkü sen yapandan ne kalırdı geriye?


Burada ne yaptığımı bilmiyorum. Uyuyorum, uyanıyorum ve sigara içiyorum.