eksildiğini sandıkça
en çok sen tamsın
aynalara göz ucuyla bak
ardına baktıkça gamsın
yakamozun ardında karartı
kapıların ardında âyan olansın
karış karış bildiği semadan yanlış sürüyle geçmiş bir göç yalnızlığısın
yalnızlığın
“Adem’e secde edin” emrine direten iblis kibrinde değil;
alaca kuş yerine, kül rengi serçeye meyilli
yalnızlığın
kabul edilmeyen itirazların ardında bekleyen kudurmuş bir hoyratlıkta değil;
tamamların ardında kıyılan düşlerin nahifliğinde
ama bilirsin
bazılarını nahifliğinden vururlar
bilirsin
övgüye layık yanlarından nefret ettirirler
ve bilirsin
arkandan essin istediğin rüzgar
bir gün mutlaka karşına geçer
gecenin en sası karanlığını
hoyratça bekler
kokuyu alır
bir gün mutlaka harekete geçer