Tüm dünya serilse karşıma büyülü anlarda

Kurulsam sofranın baş köşesine kalkandan bir duruşla

Ve kurtulsam beni benden alan tüm yandaşlardan

Bir mum misali erisem gönlünde, sarsan ve sarmalasan korkusuzca


İkiye bölünmüş yol ayrımında sistemden kaçsam

Bir taraf çölü andırıyor yokluğunda

Bir taraf kanlı göllere bürünüyor varlığınla

Ben kimim, kim var şu koskoca satırlarda? 


İnancın arandığı yolda hislerini de kaybeder bu han

Ne içindeki ilkbahara sığındı insan

Ne dışındaki sonbahara aldandı dünyan

İmzayı tenine kazır, şair değil mi her şeye hazır


Yazgına doğru umarsızca yürürken

Çürük bir ipte cambazlığa soyunurken

Göçebe gibi onlardan kaçıp dururken

Yangına düştün, odlarla kavruldun ey varlık


İki savaşçı ve tek bir kılıç

Kanatların mı kırılıyor ne bu öfke, ne bu hınç? 

Sevgi seni bir gün iyileştirecek Ares

Ruhun yeniden doğuşuyla sev, savaş, öl ya da gez