Bir dal peyke olur ruha.

Kurulduğum bir düş değil ki yangının bendi.

Asır geçse yaramın üzerinden

hasır kalır daim. 

Oysa mütemadiyen yorgun arokarya

Pencereleri kapattığından beri rüzgara küser.

Dalgalanmaz tüylerinde geçen her zaman.

Öylesine kırgınlığı örmüşün ki üzerime

Yadigar diye de kimseye satamam.


Ah bir dal peyke olur ruha

Uzanıp gökyüzüne ahkam kussam 

Tanrı beni alır mı?

 

Böyle günler ellerimin çizgilerini verirdim falcıya

Çıkıp çarşıya kader diye bağırsın alıcıya.

Oysa gelecek niyetinde değildim.

Beklemek, hiç değil. 

Ben ruhumdan münhasır bir medeniyetim.

Çöküşüme diyar bulmayın

Şehri yoktur, devesi yoktur kavmimin. 


Yorgunluk esastır vücûda.

Sevmek uğruna bu sene kurban vermedim.

Vermedim diye bunlar...

Yıkılmaya mecburmuşum gibi asfalt döşediler yoluma 

Yalanı biçtiler her hasatta.


Şimdi arokarya

Bir toprağımız yok.


Tanrı’ya yalvarsam

Bizi de gökyüzüne alır mı?