Artık yenilmiştim
Bir ustura darbesi ile bebeklik saçlarımı kökünden kesip
Geçmişin yeminlerini unuttum
Ruhumu, rezene dolu sessizce demlenen bir cezvenin içinde demlemeye bırakmışken
Göğsümün üstündeki deliklerden feryatları yükselen yangınların üzerinde üç okka macun çektim
Fakat yine de
Sönmüyordu ruhumun yangını
Aldığım nefes ruhuma ulaşmıyor
Tütüyor ruhum ağzımdan
Allahım bu nasıl bir öğleden sonra durgunluğu
Buruşurken yüzümün yumuşak derisi
Dertlerim artık bedenimi uyanık tutmaya yetmiyor
Artık ne ay geziniyor tenimde nede çakılıyor göğsümün iman tahtasına parlak yıldızlar
Süzülüyorum okyanusların derinlerine doğru batan ölü denizcilerin yaşanmamış hayatları arasından
Tanıyorlar beni
Gözlerimi kaçırıyorum