İnsanları yönlendirmek, manipüle etmek, baskı altında bırakmak, ezmek, dışlamak, aşağılamak, bilinçlendirmek, düşündürmek, hislerini harekete geçirmeye itmek veya sessizliğimizin ezgisi içinde iletişim kurmasını sağlamak aslında çok kolay. Maddi veya manevi bir güç kullanmak şart oluyor bu kolay işi yapmak için. Bu iki kuvvetten maddi olan, varoluşumuzdan hemen sonra evrene bizim aracılığımızla giriyor, diğeri ise biz var olmadan önce evrende zaten hüküm sürmekteydi. Biz var olduk ve iki kuvvetin savaşı başladı. Bu kuvvetlerin savaşı başlayadursun, biz biraz insanlardan bahsedelim.
Her insanın ya derinlerinde ya da yüzeylerinde fazlalıklar vardır. Kimi bunlardan kurtulmaya çalışır, tabii kurtulmak mümkün değil, kimi bunlarla yaşamayı kabullenir ama onları derinlerine iter. Kimi de bunları kullanarak hayatına devam eder. (Bu fazlalıklar beni tüketiyor işte.) Hayat, diyorum ama lafın gelişi işte. Bu yazdıklarımı okurken zamana göreceli bakalım çünkü olmak istediğim yere eğer bir saniyeliğine gelirsem o an benim için bir ömür sayılır artık, daha fazlasına ne lüzum var? Neyse, işte bu fazlalıklarımızın bazılarına maddi güç, bazılarına ise manevi güç egemenlik sağlıyor. Manevi güç; çok daha narin, çok daha hoş, çok daha anlayışlı ve sevgi dolu. Maddi güç ise teması çok seviyor, dünyevi şeyleri çok seviyor ve kendisini çok seviyor. En nihayetinde ikisi de güç yani, çok dallandırıp budaklandırmaya gerek yok.
Şimdi maddi gücün mü kazanması daha iyi yoksa manevi gücün mü? Aslında bu tartışmaya lüzum yok. Dediğim gibi zamana göreceli baktığımızda bizimle sonsuzlukta beraber olan ve bizim içimize işleyen tek güç manevi güç. Şimdi yaşadığımız zamana dönersek maddi güç ara ara gelip gidecek, bize kendi sevgisini öğretmeye çalışacak, kendi sanatını ezberletmeye çalışacak ve başaracak. Ama unutmayın, kazanan manevi güç.
Bu arada bizim için en iyi olan manevi gücün kazanması olmasaydı kazanamazdı zaten. Çok kafa yormayın o yüzden.
Son olarak "umut" demek istiyorum. Neden hâlâ umudumuz olduğunu bir daha düşünelim. Yoksa çoktan o umduğumuz şey gerçekleşti mi?