birazdan yağmur başlayacak asuman
hazan yelinde güneşin öptüğü tek leylaksın
anlatamadım değil mi?
asuman
dünyanın gebe kaldığı son tufansın
yağmur başladı asuman
sen şu yolda yürüyünce
orada çocuklar gülüyordu üç gün-üç gece
yağmur emziriyor toprağı ama
yetmezse diye bileklerimin vanasını açtım
anlamıyorsun asuman
çocukların uğramadığı parklar kadar yalnızım
yağmur şiddetle yağıyor asuman
öyle hiddetli yağıyor ki israfil görse kıyamet ondan habersiz koptu sanar
sen beni dinlemiyorsun asuman
yağmurdan sonraki toprak kokusu gibi güzelsin
hatta öyle güzelsin ki
şah damarımdan öpen jiletsin
yağmur dinginleşti asuman
sokaklardan evime gülen çocuk sesi sızıyor
camımı açtım
çocukların elleri sıcak ekmek kokuyor
duyuyor musun beni asuman?
ne seni nasıl seveceğimi biliyorum
ne de bunu nasıl izah edeceğimi biliyorum
bildiğim tek şey var asuman
sana gelirken merdivenleri ikişer-üçer iniyorum
yağmur bitti asuman
allah misk sürmüş dünyaya
yürüdüğün nemli yollarda bereket doluyorum
seni o yolun sonunda bulmak için değil
o yolu seninle bulmak için sana geliyorum
ben seni değil güzelim
bileklerimin kanamasını istiyorum
güneş de açtı şimdi asuman
en güzel bakışımı giyindim
kravatımın rengini de uydurdum buna
sana geliyorum
içimin bozkırlarında sana doğru doludizgin koşan bir at var
ama şair diyor ki;
"bütün atlar kaybetmeye koşar"
Gizem Tutal
2020-04-16T14:46:41+03:00Çocukların uğramadığı parklar kadar yalnız olan tarafınız bir yana kaybetmeye koşan tarafınızın mı bir tutkusudur Asuman acaba? :) Emeğinize sağlık, incecik bir şiir olmuş.