Mum ışığında romantik bir yemek, ay ışığında kumsalda uzun yürüyüşler, yakınlaşmak için eve çağırdığın flört için ışıkları loşlaştırmak, kendinden biraz daha uzaklaşmak için iki kadeh de şarap.
Sevmek öyle loş ışıklarda olmaz ki ama ya da kafan yerinde değilken. Sevgi, uzun bir metnin büyük harflerle, kalın punto ile yazan başlığıdır. İnsanın hayatındaki en belirgin, en göz önünde, en saf, en doğal, en şeffaf histir. Açıklık ister, netlik ister, çıplaklık ister. Şöyle gündüz gözüyle, vücudundaki tüm çatlaklar, alnındaki tüm kırışıklıklar, ruhundaki tüm delikler görünürken ortaya çıkar. Her şeyini açtıktan sonra bile, spot ışığını da açıp sana mikroskopla uzun uzun bakmak ister. Anlamak ister, seni yaşamak ister en görünür, en kendin halinle. Derindeki hislerine ortak olmak, yaralarını sarmak, karanlıklarını aydınlatmak ister, yoluna ışık, gecene güneş olmak ister.
Sevgi işin içine girdi mi loşluklara, karanlıklara, belirsizliklere inanmıyorum. Netliğe, şeffaflığa, derinleşmeye, her şeye rağmen, her şeyinle, en çıplak halin ve en olmayacak halinle kabule, saygıya, özveriye ve aydınlığa inanıyorum. Biri gelip açmıyorsa da o ışıkları, siz kalkıp aydınlatın kalbinizi