Her gün yerini sağlamlaştırıp,
sırlarımıza hakim olan Ay!
Beyazlığın bizim masumluğumuz.
Çaldın çarptın güneş sistemimizin irislerini.
Mülaki mi oldun şimdi bize?
Uzaklığın kanat çırpmış,
Kederini hilalin kanadına takmışsın.
Gözlerin şahit olmuş toprağı mesken edinmiş asker kanına.
Dilfiruz haberini dün aldım
Yeni acıları görmüşsün savaşı yar edinmis vatanlarda
Efendiler! Ey Ay'ı izleyenler!
Ne zaman sarmaladık ihanetin berguzarını?
Bu ne firaktir ey Ay?
Vuslat uğramaz kırmızı kapılarımıza?
Bizden gayrısı bize umur mu?
Neme lazım sevmek,
Neme lazım şerefli nefret?
Aşiyan etmişiz Istanbul'da aşkın her türünü,
Asya'yı İlyas'a satmışız.
Bizim olan ne demek bize gurbet
Ey Elfidam, ey Lam'ım!
Hamuş olmuşum.
Dili delik olmuşum.
Sordun mu ucundan akan damarları?
Ey piraye!
Kadınların bedenlerinde, erkeklerin şehvetinde kendine yer bulmuşsun.
Ay'la insanlara eren olmuşsun
Galata ucundan sallan;
Kız Kulesi'ne aşk meczupları uçur.
Nazım'ın hakkı elinde kalmasın
Benim ayla olan hasmım zerre bir lahzaya tekabül eder
Nadan ellerde kirlettim.
Cahildim, berduş bir derviştim size.
Önemim zerre misali Ali Adem'de
Çölde hemdemim sizinle, bir bedevi;
Selde ise sizden hasım bir layemut.
İksiri kanına karışmış,
Kendini peri padişahının kızı sanmış.
Zehire şeker katmış.
İnsan olamamaktan dert yanıp hep maymun kalmış.