Sevgilim bu şiiri
Bahçedeki zeytin ağacının altına kurduğumuz masada
Gecenin lacivertini süsleyen yıldızları izlerken
Arkada çalan hafif müziği dinlerken
Tarçın ve kakaoyla pişirdiğim bir fincan kahvemi içerken yazıyorum.
Tarçın ve kakaonun ehemmiyetini hatırlarsın
"Kahveye lezzet katıyorlar." derdin bir zamanlar
Sen bilmezsin ama
Sensizken kahve içmek huyum değildir aslında
Çünkü bilirsin, ben kahvemi senli severim sevgilim.
Dün de bu zeytin ağacının altında yıldızları izliyordum
Limonlu yeşil çayıma biberiye de koymuştum, çünkü grip oluyordum
Bir yandan müzik dinliyordum
Bir yandan bu şiiri nasıl yazacağımı düşlüyordum.
Şiir yazmayı bilmem ben, bilirsin
Zaten sen de şiir sevmezsin
Ben şiir yazmayı senin yüzünden bilmiyorum sevgilim
Çünkü seninleyken şair olamayacak kadar huzurlu
Şiir olamayacak kadar sıradandım
Her şeye rağmen, ben şiirleri senli severim sevgilim.
Yarın sabah uyandığımda ilk önce gözlüğümü takacağım
Gülme sevgilim, gözlüğüm olmadan hiçbir şey göremediğimi bilirsin
Sonra tavan arasında kemanımı arayacağım
Sen gittiğinden beri öylece duruyor o keman
Bir kez bile elimi sürmedim
Yıllar oldu, belki çürümüştür
Belki böceklere afiyet olmuştur
Bir zamanlar
Ben yalnız başıma keman çalmayı sevmezdim
Bir odaya kapanır beraber keman çalardık
Komşular şikayetçiydi bu durumdan
O yüzden evde olmadıkları zamanları iple çekerdik
O günler için konuşuyorum
Bilirsin, ben keman çalmayı senli severim sevgilim.
Geçen yıl doğum yapmak üzere olan bir kedi bulmuştum sevgilim
Mahalledekilerden birinin sokağa attığı cins bir kediydi
Beş gün sonra beş bebek doğurdu
Birine senin adını verdim
Beş gün sonra öldü o bebek
Anne kedi ortalıktan kayboldu
Kim bilir şimdi nerededir
Kalan bebeklerden üçü bahçemdeler
Peşimden ayrılmıyorlar hiç
Ama görmeni isterdim, çok büyüdüler
Biri annesine çekmiş, tüyleri sadece gri
Diğer ikisi tekir
Tekirlerden dişi olan
Geçenlerde beş ölü bebek doğurdu
Kedileri sevmezsin sen, bilirim
Fakat anlatacak bir şey bulamadım, bilirsin, her zamanki halim işte
Sen ve ben hep böyleydik
Sen anlatırdın ben dinlerdim
Ama sadece seni dinlerdim
Çünkü bilirsin, ben dinlemeyi senli severim sevgilim.
Şiiri yazmaya başlayışımın üzerinden beş gün geçti
Kemanımı tavan arasında ararken bodrumda buldum
Bize benziyor bu durum
Seni de gökte ararken yerde bulmuştum
Ama şaşıracağın bir şey söyleyeceğim
Son kez beraber keman çalışımızda kaybettiğin arşe
Oraya nasıl girdi bilmiyorum, keman kutumun içinden çıktı işte
Reçinem erimiş, kemanımın her yerine örümcekler ev yapmış
Yıllar sonra ilk kez çarşıya çıktım bu yüzden
Reçine aldım
Kemanımı temizledim
Sen beni izlemeyeceğinden ben kendimi izlemek istedim
Şaşırdın değil mi?
Hatırlarsın bilirim, ne kendimi görmeyi ne aynaları severim ben
Keman bana nasıl yakışmadı bir görsen
Derdin ki "Ben seni mi sevmişim sahiden?"
Şimdi sen yokken tekrar
Çalmayı denedim, unutmuşum
Hiçbir şey çalamadan bıraktım kemanı
Fakat birkaç güne de hatırlamam bizim şarkımızı çalmayı
Çünkü bilirsin, ben bizim şarkımızı senli severim sevgilim.
Yıllar önce bir bahar ayıydı
Bir anda ortadan kaybolduğunda seni aramak için bahçeye çıkmıştım
Papatyaların arasında bulmuştum seni
Beş dakika sonra başıma papatyadan yaptığın tacı koymuştun
İlk kez o gün isteyerek aynaya bakmıştım
Yanıma gelmiş omzumdan öpmüştün
"Papatya gibisin." demiştin o gün
Anlamamıştım biliyor musun
Benim ne tenim beyaz ne saçım sarı
Kapkara bir şeyim, demiştim
Nasıl papatyaya benzeyebilirim diye bir hafta düşünmüştüm
Bir haftanın sonunda
"Papatya olmak hoşuna gitmediyse ona can veren toprak ol."
"Her halinle güzelsin." demiştin
Fakat hatırlarım, o gün utanıp konuyu değiştirmek adına
Cevabını bilmediğini bildiğim bir soru sormuştum sana
"Aynalar ne renktir sevgilim?"