Elimde kalan son kurşunumu da onun için kullanmıştım.

O, tek kurşunumun kaldığını biliyordu. Hayata, insanlığa karşı mücadeleme ve aşkıma dair elimde kalan son kurşunu da onun için sıkmıştım. Bu kurşun havaya sıkılmamıştı. Bu kurşun göğsümün tam ortasına bizzat kendim tarafından sıkıldı.

Hayatta kimseyi değiştiremezsiniz. Ağaç yaşken de eğilmez üstelik. Bir varlık neyse odur. İnsan girdiği her kabın şeklini alıyorsa, o kişide omurgadan eser yoktur. Ben değişmediğim için kaybettim. Değişmeye çalıştım. Ama mayamda olmayan şeyler yapmak, yaşamak ağırıma gitti. Zorlandım, yıprandım. Bir köşeye sıkıştırılmış kobay faresi gibi hissettim kendimi. O köşe ile bütünleştim resmen.

Kimse kimse için değişmemeli. Kimse kimse için kendi olmaktan vazgeçmemeli. İşte bu yüzdendir ki, elimde kalan tek kurşun sadece kendimi yaralamama sebep oldu. Yaradan akan kan hala durmuyor. Daha ne kadar zamana ihtiyacım var. Bilmiyorum.

Kendimi bazen onun bir projesi gibi hissettiğim zamanlar oldu. Arada hata mesajı veren, istenilen sonuçların alınamadığı bir proje. Bu projeden uzun süre yanıt alınamadığı için de tek taraflı son verildi.

İnsanın karşısındakini düzeltmek ve iyileştirmek amacıyla çıktığı bu ulvi yolda, yoldaş olarak yanında olan tek şey dikenli teller. Bu teller ayaklarında üstelik. Amaca yürüdükçe can yakan ve kan akıtan bir süreç. Bir süre sonra ayaklarındaki kurumuş kanla bulduğu ilk yere oturuyor ve kafasını kaldırdığında zirveye daha çok mesafe olduğunu gören kişi artık yürümekten vazgeçiyor. Bu vazgeçiş çok can akıyor üstelik.

Bin tane iyi şey yaşandıysa onların tamamı unutuluyor ve kişi sadece 10 tane bile yaşanmamış olumsuz duruma yöneliyor. Onları dikkate alıyor. İnsan çok nankör bir varlık üstelik. Allah’ın “eşref-i mahluk” olarak yarattığı bir canlıyken bu kadar hesabın kitabın içinde olmak yaradılış amacına ters düşüyor.

İnsan her adımını hesaplamalı elbet. Temkinli davranmalı. Dibinde yanan ateşe elinde odunla gitmemeli. Ama bu temkinli davranışlarında da yanındaki, yöresindeki insanları üzmemeli, kırmamalı, incitmemeli. Çokça üzüldüm, çokça kırıldım ve çokça incitildim. Alman filozof Friedrich Nietzsche “Sizi öldürmeyen şey güçlendirir.” demiş ya. Tam da bu durumdayım. Zümrüd-ü Anka Kuşu gibi küllerimden bu sefer daha da güçlenerek ve parlayarak doğdum. Tek ciddi konu: Kanatlarım ateşten ve bana kötülük yapmak için yaklaşan insanları yakıyor.

Herkes kendi hikayesinin Zümrüd-ü Anka’sı olmalı. Herkes, herkese ve her şeye rağmen küllerinden yeniden doğabilmeli. Her şeye ama her şeye rağmen.