Yolların ardından bakakalmak düştü bize.
Yabancı saatler değildi bunlar, tanırdım:
Ayrılmadan geçmezdi sonbahar ayları..
Bilinmeyen uzaklıklar değildi bunlar, tanırdım:
En uzak kutbundan çizilen şeritlerden
adımlamaya başlasaydım şimdi
Ayaklarım yine sana gelirdi.
Başını cama yaslanmış bulurdum.
Nefesini camda buğulu...
Otomobillerin kesik aydınlığında
Gözbebeklerinde bir yıldız gibi parlardı hüzün,
Işıldardı bir çocuk tebessümü gibi aydınlık yüzün.
Alelade bir eylem değildir gitmek.
Atlaslarda aramaya koyulmak yitirilmiş güzelliği...
Sırf hayal içinde devinerek
Unutmak mesafelerle büyüyen hasreti
Durdurmak hasretle azgınlaşan nefreti.
Mesafeleri boş versek de bugün,
Yitirsek de gezindiğimiz tenleri
Ayrılığı bir kenara koymuş olsak da bu sefer
Düşünmeden edemiyorum canım:
Bir varoluşta dahi olamıyorsak beraber,
Gitmişsin ya da kalmışsın ne fark eder?
Ayrılıkları toplamak bana kaldı
Ayrılmadan geçmeyen sonbahar aylarında.
Beraber tünediğimiz damlara
Çıkmak bana kaldı bir başıma.
Düşman aramıyor elvedaların sallanmış elleri,
Ey sevgili!
Zaman akmıyor çünkü kahretsin ki
Geri geri...
Geri geri...