Kanıyor işte...
Hem de içime içime kanıyor.
Bu sefer dizlerim değil, şurası işte...
Şurası, şu kalbim kanıyor.
Önce okşanmamış saçlarım döküldü, sonra sıvazlanmayan sırtım ağır geldi bedenime.
Ardından elini hissetmediğim omzumu da büktün.
Hep incittin, hep başkasında arattın sevgiyi.
Şurası acıyor işte,
Çok acıyor.
Hissettirmeden, göstermeden sevdin ya...
Hani hep bizim için dünya telaşına kendini kaptırdın da bir bize kaptırmadın ya kendini baba, hani ilkokuldan mezun olana kadar bir kere okulumun önünden bile geçmedin, hani hastane koridorlarında beklemedin ya,
Acıyor işte.
Ne yana dönsem o yanım acıyor.