Öyle dert oldu ki içime ne yazsam ben bile bilmiyorum. Sanki kelimeler birer kurşunmuş da boğazıma takılmış gibi kalakaldım. Gördüğüm şeyler canımı acıttı. Resim öylesine tamamdı ki sığışabileceğim bir boşluk yoktu. Benim için bitmişti bu defter üstelik kapağını ben açmışken hiç kullanamamıştım. Elimden almalarına ben mi fırsat verdim yoksa fırsatçılar umut satan umut tacirleri gibi hayatıma çöküp ve pekala birlik olup elimden mi almıştı. Üstelik ne çok da heveslenmiştim. İster aptallık deyin düşündüklerime isterseniz gençlik hatası. Ben biliyorum ne aptalım ne de hatalı. Öylesine kıskançlık doldu ki içime, çizdikleri tüm defteri alıp atsam hatta yaksam küllerini bile bırakmasam ortalıkta hapsetsem bir kavanoza sonra o kavanozu bıraksam bir akan suya ve akan su alıp götürse o iğrenç resimleri benden çok uzaklara sanki o zaman bile rahatlamaz içim. 


Belki harekete geçirir bu kıskançlık beni diye düşündüm. Aldım elime yeni bir defter ama olmadı. Bir çizik bile atamadım boş sayfaya. Sayfa aynı değil ki. İster aynı marka olsun isterse daha iyisi. Asla aynısı olamayacak ki. Ben bir daha o gözle bakamayacağım sayfalara. Bu yüzden bu kadar kızıyorum bu yüzden içim dolup taşıyor bağırmak istiyorum ve bu yüzden çekip almak istiyorum defterimi pis tüccarlardan. Ama gücüm yok. Defter benden çıkmış, üzerine adını bile daha önce duymadığım insanların fırça darbeleri değmiş. Üstelik bu adını bile duymadığım insanların darbeleri çok değerliymiş parayla da ölçülmezmiş. Tabi ki hiçbirinin derdi defterim değildi. Kimisi pahalı boyalarla boyanmış portrelerinin peşinde ki sayfalarımda kimisi de eskiz olmuş atılmış sokağa çamura. Artık istesem de alamam geri anlayacağınız. Oysa gücüm yetseydi yani tüccarlara göre benim de sanatım para etseydi çekip çıkartmak isterdim defterimi. Hayır mevzu defter değil ve hiçbir zaman da tam olarak olmamıştı. Defterin hiçbir özelliği yoktu defter normaldi. Normal olmayan benim ona bakışım, onda gördüklerim ve ona verdiğim değerdi. Onu hayatımda öyle anlamlı bir yere koymuştum ki bir anlık boşlukla bir yerde unuttuğuma ihtimal bile vermediğimden hep çantamda sanmıştım. Ama defter çantamda sıkılmış, çıkmış gitmiş uzaklara. Şimdi o da dönmek istese ne fayda? Birbirimizi asla ilk günkü gibi sevemeyeceğiz. Bir defter ve bir ressam arasında olanları kimse bir daha anlayamayacak. Bizi farklı diyarlarda satışa koyacaklar. Üzerimizde getirdiklerimizin değeri olmaksızın bizden çıkmış olanlarla anılacağız. Birimiz bir gün toprak olacak ve belki diğeri sonsuza kadar yaşayacak. Sonra hayat yeniden başlayacak yeniden dünya oluşacak zaman değişecek ve belki de başka bir hayatta yine denk geleceğiz. Belki bir kitap içimizi ısıtacak birbirimize belki bir filmde ki bir portre. Birbirimizi belki başka bir hayatta bulacağız belki de birbirimizden habersiz nice hayat yaşayacağız. Yaşamla ölüm arasında birbirimizi arayacağız.