gövdeme meşinden bir tavşan postu gerek

şah damarını bileğime dola, bana

en şen sunaklardan kuyruklar dokumayı öğret

ben ayaklarımla cinnetimi resmederken giyotinin bıçağını, bana, tasvir et

kaç savaş gördün, kaç delik, omuzların gibi çullandılar mı adına

bana galip geldiğin savaşlardan bahset

kazdığın çukurlar adıma bin fetva

sırtının cereyanında ise koca bir kambur devrilir

ağzımı boya

kulaklarındaki vişneleri, tabanlarınla,

Ez, ez, ez

ağzımı gözüme bir kıl, gülüşümü boya,

adımın başına bir taş,

ayak uçlarıma bir leş

dişimin tortusundan bir altın aşır, bak, ben, yuvarlanıyorum

tabanlarınla

ez, ez, ez

bak ne bize özgü gülüşüm