Çıplak ayaklarıyla basıyorlar kan karışmış toprağa
Sabah pusunun ve çöpten yapılma plastiğin kokusu dolanıyor havada
Gün doğmadan. Yani kafası karışıkken gökyüzünün
Aydınlık desen değil, karanlık desen değil
Etrafta koşuşup duranlar
Bi kaos, bi curcuna ve kafası karışık bi adam
Duruyor desen değil, gidiyor desen değil
Ölmüş mü?
Yo hayır bilakis
İnadına, umurundadır yaşamak
Ama yaşamak yazılmamış kaderinde şansına
Kör bi makas tutuşturmuşlar eline
Nefessiz kaldığında boğazını kesiyor
Boğazını kestikçe yere üzüm taneleri düşüyor
O tanelerden bi kadeh şarap içmek nasip değil
İnsanoğlunu bazen ürkütüyor, havanın öğle saatlerindeki keskin ve kararlı tavrı
Çünkü kırılmayan ne bir cam ne de bir can kaldı
Yaşamaya kanat çırpıyor gökte leylek sürüleri
İçlerinden biri çıkıp: Biz hiç uzak diyarlara gitmedik
Yerde kafası karışık koşuşturup duran karıncaları görüyorlar
Ve içlerinden biri çıkıp: Biz hiç karınca görmedik
Biraz yaklaşıp da yerküreye
Elinde kör bi makasla kafası karışık ve boğazından akan kandan, çamur olmuş bastığı toprak!
Neredeyse düşmüş bir karınca görüyorlar
Yani düştü desen değil, ayakta desen değil
Karınca ağlıyor, elinde bi kadeh şarap
Ve çıkıp: Ben hiç öbür dünyaya gitmedim
Ve leyleklerden laklakçı olan aradan sıyrılıp: Ben hiç ölen bi adam görmedim
~ Mete
🎶 Lizeta Kalimeri - Salomi