Kent tenha bir uykuda

Geceden

Kavruk tenli sokakları ıslatın yağmur

Şehre ve sokağa değil

Gözümün kaldırım ile kesiştiği 

Oluklara yağmış.

Hangi dostun yalanıydı 

Yağmurun hayat getirdiği

Oysa ben yalnızlığın ölümle kol kola 

beni yattığım yerden bulacağını 

Çok gençken kanıksamıştım. 

Yazılıydı talihin sayfalarında bu hakikat.


Acıyan yerlerime kantaronlar 

Kanayan yerlerime terli çarşaflar...


Çizgilerimi sayma gafletine düştüm affet 

Bağışla beni serin ve göğe uzanan rahminle. 

hangi ateş yakar

hangi suyun serinliği ıslatır tenimi

Yüzünün kıvrımında 

yarım kalmış gülmektir adım 

yazık ruhum poşettendir 

ve isyanın perçemi kısa.


Biliyorum bu yazgı mahvım olacak 

Başım gövdemden ağır  

Ne rüzgarın havayı delen sesi 

ne eşlik eden martılar kaldı

Bana kalan 

gözümün kaldırımlara aşinalığı.