Yevmu't Teğabun'dan¹ kırk asır sonra;
Andolsun o büyük hüsrana,
Andolsun kuruyan nehirlere,
Susuzluktan çatlayan körpe dudaklara andolsun.
İşte, benim parmaklarında yağmur taşıyan
Kursaklarında kan dolu bulutları
Ulu kayınlarda eğiren,
Urganlardan libas dokuyan benim.
*
Hâlbuki müjdelenmişti size tam bin yıl evvel
Ziyan ve kıran vaktinin sebepleri.
Yüzlerce yıllık bereket günlerinde,
Günde bin kez ihanet ettiniz
Güneşe, yıldıza, dağa, denize...
*
Gölgesizler diyarında Morpheus² emerken ruhlarınızı
Sizi uyutan ninnileri ben susturmadım mı?
Hybris³, karanlık putlarını dikerken tan yerine,
Zift dolu zindanlara çevirirken akıllarınızı
Ülkenize güneşi ben doğurmadım mı?
*
Ve kırk asır sonra buradasınız.
Hesapları gördüğümüz bu dağın eteğinde
Ne kadar da yalnız ve bana ağyarsınız.
Sırtınızdaki bardanlarda pişmanlıklar mı dolu?
Hayır! Siz katiller,
Sadece katlettiklerinizin hamalısınız...
Evet! Siz uslanmayanlar,
Bizatihi Tanrı'nın cezasısınız;
Samimi bulunmayacak
"Elohi! Lema şevaktani?"⁴ haykırışları
Ve bugün, asılacaksınız.
18.04.2020/İstanbul
1: Kur'an'da kıyametten bahsederken geçen bu tabir "aldanma günü" anlamına gelir.
2:Yunan mitolojisinde düşler tanrısıdır.
3:Yunan mitolojisinde hayasızlık tanrısıdır.
4: https://youtu.be/l_o3K7JF890 (bu haykırış yalnızca İsa'nın hakkıdır...)