Pezevenk gömlekleri içinde kurumuş ayrık otları,
Otel resepsiyonlarında konaklayan sardunyalar;
Sokak lambasının gölgesinde uyuşmuş, kokuşmuş
Çöp konteynerinde buluşup bana geldiler.
Kestaneleri topluyorum sobanın üstünden.
Elektrik gideli çok oldu
Gün batalı az, mumu yakınca karanlık düğüm oldu.
-Ateşin sesi eşliğinde bir kadeh yalnızlık-
Kestaneleri topluyorum sobanın üstünden,
Yenilerini yerleştirirken sobanın üstüne.
Bitmek bilmeyen bir bekleyiş var mum ışığında
Beni yere sererek gölgemi ayağa kaldırıyor
Gölgemden uğursuzluk akıyor.
Sobanın üstündeki kestanelerin yarasına sızıyor
Gölgemden akan uğursuzluk.
Yeter bu kadar kestane
Kestaneleri topluyorum sobanın üstünden.
Çay hâlâ taze
Ben bir kadeh daha alırken kendime
Yine yalnız çaydanlık sobanın üstünde
Sessizlik var bolca
Kestaneden bile fazla
Cehennemdir demiş bir İngiliz bekleyiş için
Beklemek kestanedir anca
Bıçakla kestaneye bir yara açarsın boydan boya
Ve sardunya kokusu dolar odaya
Sobanın üstünde yaralı kabuğu kırık bir zırhtır artık.
Gölgelerin uğursuzluğuyla dolar içi.
Elektrik gelmedi, pazartesi diye bir gün yok, portmantolar gulyabani değil ve kestaneyi sevmem.
Leyli
2020-09-21T21:27:19+03:00Çok teşekkür ederim Yarenn :)
Emine Yaren Altınbaş
2020-09-21T21:17:47+03:00"Beklemek kestanedir anca. " kendi çok güzel okuttu güçlü bir akısı vardı ellerine sağlık.