Biz ötekinden öteki bizden farklı şartlara sahip olabilir. Başlangıç noktalarımız, başlarken bize eşlik edenler, yanımızda olanlar ve olmayanlar değişkenlik gösterebilir.


Bir başkasının hayatına baktığımızda sadece geldiği noktayı görebiliriz. Hangi şartlarda bu yola çıktığının, nasıl zorluklarla karşılaştığının artık bir görünürlüğü kalmamıştır.


Ama biz yine de hayatın ona daha iyi davrandığına, ne kadar şanslı biri olduğuna geldiği noktaya bakarak karar veririz. Ve kendi hayatımız gözümüzden biraz daha düşer. Şartların adil olmadığından yakınır dururuz. Zaten tüm aksilikler bizi buluyordur, herkes önümüze bir şekilde geçiyordur, bizim elimizden gelen hiçbir şey yoktur...


Gerçekten elimizden bir şey gelmiyor ve bela yağmurları sadece bize mi uğruyor?


Yoksa hayatın hep kazandırması gerektirdiğini düşünüp yaşarken hiçbir zorluk çekmemek mi istiyoruz?


Bana kalırsa kişi kendi hayatının sorumluluğunu aldıkça karşısına birçok zorluk çıkıyor. Bu yüzden bu sorumluluktan kaçıyor ve bunu meşru kılabilmek adına şartları suçluyor.


Aslında hayatın bizimle bir alıp veremediği yok. Hayat herkes için zorluklar ve sıkıntılarla dolu. Ama sanki bazıları hayatının sorumluluğunu aldığı için ve bu durumu kabul edip hayattan bir alacağı varmış gibi davranmayı bıraktığı için daha güzel yaşıyor. Güzel bakıp güzel görüyor, güzel düşündükçe güzellikleri buluyor.


Herkesin kendi hayatı için söylüyorum, kesinlikle diğerlerinden daha şanslı olduğu alanlar var.


İnanıyorum ki herkesin karşısına fırsatlar da çıkıyor çokça. Ama daha önce yaşadığımız talihsizlikler ya da başkasının başına konan talih kuşları bizi gereğinden fazla meşgul ettiği için fark edemiyoruz.


Elimdekilerle yapabileceklerime odaklanmaya, sahip olduklarımı fark etmeye, karşıma çıkan fırsatları görebilmeye, değerlendirebilmeye...


Sevgiler...


Sizin eklemek istediğiniz neler var? Yorumlara yazabilirsiniz.