senin sokağından geçmeyen bir şiir var aklımda

uykuna giremeyen ve her nasıl yaptıysan

unutulamayan bir söz var

belki bundandır akla gelip de

dile düşmeyen bazı mısraları hayatın

budur bir şüpheyi öldürür gibi bir "belki"yi öldüren

...

içinden çıkılamayan bir cinayet vaadi.


senin evine uğramayan bir otobüs var aklımda

kendini yeni bir başlangıca bırakır gibi iyi niyetle susturan

can verir gibi sır veren bazı arkadaşlar

çevremde dönen dolanan hikayeler var

...

sen yoksun...


ne çok "var"

ama sen yoksun

kitabın sonundan başlanan romanlar biliyorum

unutmaya iyi gelen

bütün varları yok eden

ama bir yoku "var e de me yen"

...

romanlar

sonlar.




/



mutsuz son istedim bizim için

perdeleri kapalı

ve bulutlu havaları gibi kasım ayının

soğuk bir kahve tadı bıraksın birazcık damakta

içe akmış cıva gibi yansın aniden ciğerimiz

kalp bir yatışsın, yeniden alevlensin

ama sonra sonra alışsın istedim

-her şeyine bir şekilde alıştığımız gibi

dünyanın-

habersiz çekilmiş

ifadesiz bir yüzle dursun bakışlarımız fotoğrafta

hah tam da işte böyle

dudağa ilişen birkaç sözcük içimizde kalsın

bitti bile demeden bitsin istedim

hayatın akıntısı ile yürüsün

dura ilerleye bir yaprak.


böyle olsun istedim