kendini bırak
bu hâl değil bu hâl yeni
kendimi yenip sana ulaşırım bir gün
sen varsan ruhum hür
sen yoksan ruhumdan kalbime kalan yalnızca kül
dökülür pencerenden aşağı
aşağıda ayakları yere basmayan
otuzuna merdiven dayamış bir çocuk
boyu yetmiyormuş bu sevdaya
bir sevdadan alnı ak çıkamamış
aşmış dağları toplamış avuçlarına bulutları
heybesinde birkaç şiir birkaç şişe şarap
sen unut adımı hatırlar sigaram
yanar, yanar ve yanar…
ben giderim bir gün bu şehir sana kalır
sen gidersen eğer, bu şehirden bana ne kahır
dilimden ağıt duyulmaz
sessiz sarhoş boş sokaklarda yalpalarım
ağlarım da görülmez gözlerimden bulutlarım
öyleyse yoluna şiirler ve bulutlar bırakıyorum
göğe açılan pencerenden görebilir misin beni
bilmiyorum, görmüyorum, duymuyorum
sessiz, sensiz,
yalnızca gidiyorum…