Yalnızlığın karanlığa yansıması denilince akla gelen isim, hayli erken gidenlerden bir güzel adam. "Beni hemen anlamalısın, çünkü ben kitap değilim, çünkü ben öldükten sonra kimse beni okuyamaz, yaşarken anlaşılmaya mecburum." diyerek hayatı boyunca anlaşılma isteğiyle yanıp tutuşan lakin yaşarken anlaşılamayanlardan: Oğuz Atay. O, olaylardan ziyade kişilerin, duyguların anlatıcısı. Derdini dinleyen insan bulamayan yahut istediği gibi dinlenmeyen biri. Eserlerindeki kahramanlar vasıtasıyla toplumdan kendini soyutlayan, yalnızlaşan, sürekli bir iç hesaplaşma yoluna giden problemli insanların bir portresini sunar bizlere Atay. Yazarın kurguladığı kahramanlar kendi gölgelerinden bile ürken, yaşamak ile yaşamamak arasında gidip gelen kişilerdir çoğu zaman. Atay, ne kadar karamsar ve kendini soyutlamış biri olsa da, her zaman birazcık ümide yer verir içinde; "canım insanlar" der sürekli. Kollarını açıp bütün insanlığı kucakladığını söyler Tutunamayanlar'ında fakat sonra Tehlikeli Oyunlar'da "Kollarımla tüm insanlığı kucaklamak isterken neredeyse bu dünyanın altında eziliyordum." diyerek var olan ümidini keser insanlardan. Hikayelerinin de etkileyicilik bakımından romanlarından geri kalır yönü yoktur. Bir solukta okunup bitirilmez onun hikayeleri. Üzerine durup düşünürsünüz. Yazar üslubuyla adeta vurur okuyucuyu. Hayat yolunda dikiş tutturamayan sekiz kişinin, dikiş tutmayan sekiz yaşamın öyküsüdür okuduğumuz. "Kalabalık bir topluluk içindeydi. Başarısızdı." şeklinde başlayan "Beyaz Mantolu Adam" öyküsü. Yalnızlık ve başarısızlık ortak yazgısıdır öykü kahramanlarının. Basit gibi görünen olaylar çerçevesinde kişilerin buhranını aktarır. Bu kahramanlar sürekli belirsiz bir isyan içindedirler. İçinde bulunduğu hayat şartlarının kendilerine sunduğu koşulları kabûl etmemekte direnen ama çıkar bir yol da bulamayan çaresiz insanlardır bu karakterler. Varlıklarını sorgulama yoluna gidip evrendeki yerlerini bulmakta zorluk çekerler. Hikayelerinde yalnızlıkla sınanıp kendi kendiyle alay edebilen kahramanlar çizmiştir.
Kendi iç dünyasını büyük bir ustalıkla yansıttığı bu sekiz güzel öyküye "Ben buradayım sevgili okuyucum, sen neredesin acaba?" diyerek noktayı koyar. Ben artık buradayım. "Buradayım" cevabını verenlerin hiç bitmemesi temennisiyle.