Beni hangi mısrada ararsan
Ben oradayım.
Genelde karanlık ve soğuk oluyorum
N' olur hatırla!
Biz sıcak kelimelerdik
Sahillerde öpüşür ve gülerdik.
Şimdilerde eskimiş yüzlere bürünüyorum
Paltomun cebinde hayatımdan ağır pişmanlık
Ne bir varlık ne bir yokluk arz ediyorum
Geniş kâinatında.
Sen yine de beni unutma.
Derin çukurlara batar, akşamlarda yürürüm.
Beni sabahlara sorma.
Bir bilsen, ne hallerdeyim
Öyle berduş giyiniyorum ki,
İnsanlar yüzleri asık dönüyor benden.
Kendimi sona ve sana saklıyorum
Beni anla.
Papatyaları toplamıyorum, kelebeklerim yok
Her şeyimi arkada, seninle bırakmışım
Otobüsün son durağında, gelmediğim otogarda
Beni ararsan ordayım.
Gelirsin.
Kadim kitaplardan tesirli sözlerinle konuş
Ben mağrur gözlerimle bakıyorum dünyaya
Öyleyse konuş, senden duyduklarıma razı olurum
Yaşamak absürt dersen öyledir
Kızılderililer Türk, düz dersen
Dünya düz.
Aramızdan yıllar geçmiş
O şehir eskidi, bütün anılarımız eskidi.
Tutunduğum dallarına güveniyorum, düşmem diye
Yanılırsam ve affetmezse kalbin, üzülürüm
Üç asır yaşasam ben
Üç asırda da pişmanlıktan ölürüm.
Geçmişin izlerini taşıyan resimlerde duruyorum
Acemi ressamın fırçasında sarhoşum
Bir akşam, bir tren.
Dört yüz altmış yıl gidiyorum
Ve sen.
Ve senden bahsettiğim her şey şiir oluyor.
Özellikle gülüşlerin ve ellerin.
Bunca güzelliğine rağmen kötü biriydim
Ama sen yine de hor görme
Ben olmasam bir şiir daha yazılmayacak
Şifa dağıtan ellerine.
Bu kadar kötü olmasaydım
keşke.
Ben olmasaydım.