şu kaçak bakışlarımda yakalanıyorum sana

başından geçerken sokağının, sokak lambasının ışığında yakalanıyorum

gölgemi saklayamıyor gece

bu şehir sessizliğe büründüğünde yakalanıyorum sana

bastıramıyor çığlıkları sessizliğim

şiirler dökülüyor kağıtlara ellerimden

bir bulut kaçıyor uçsuz bucaksız gök- yüzünden

bir yaz akşamı kızıla boyadığında güneş yakalanıyorum sana

gece bastırıyor göğsüme

gece doluyor göğsüme dilimde kalmıyor tek bir hece

çizgilere basmadan yürümeye çalışanlara eşlik ediyor adımlarım

bir şişe şarap ele geçirdiğinde zihnimi yakalanıyorum sana

kaçmıyor senden, kaçamıyorum

ve zerre kaçma isteği belirmiyor içimde

içimden çıkıp öylece, koşma isteği gözlerine

gözlerinden ellerine, ellerinden kalbinin tam orta yerine

ne geçen zaman nede şaraplar mani olamıyor

şu sarhoş cümlelerimde yakalanıyorum sana