Beni de böyle kabul et,

İçimde tuttuğum -hatta bastırdığım- tüm heyecanla.

Altında delik olan ayakkabıma rağmen,

Yağmur sularına umursamazca basışımla.


Beni böyle kabul et,

Her gece sükunetin kapısından,

Elimde şarabımla geçerken yudum yudum.

İnsanım ben; hatalar yapabilirim,

Bazıları ne kadar hatadan sayılamasa da.


Beni böyle kabul et,

Cebimin delikleriyle, çulsuzca.

O zaman açılacak kısmet kapılarımız,

Her biri düş gibi olacak günlerin, kapıldığımız.


Böyle kabul et beni,

Nikah yapalım sadece akrabalarımıza rağmen.

Artan parayla biz,

Yurt dışını gezeriz.


Kabul et beni böyle,

Yağmur yağar/yağmaz;

Ben pencereyi açarım.

İçeri sinmesin diye o sigara kokusu,

Bazen de dolsun odamıza yağmur kokusu diye.


Beni kabul et böyle,

Saçlarım kadar saçmalarım.

Sonra da "saç malanmaz; taranır." diye,

Soğuk bir espiri yaparım.


Kabullenişlerin böyle olsun,

Ekmeği az yememden şikayet et.

Zaten göbeğim kapıdan benden önce giriyor,

Hamile gibi görünen ben olmamalıyım;

Hamiline yazılmış çekinim ben senin.